Yedi Tanecik...

Cilveli cilveli "Tanrım, bana yedi tanecik koca ver," diye şarkı söyleyen Hürmüz'ü hepimiz az çok tanıyoruzdur. Ayten Gökçer ile müzikalleşen eğlenceli oyunun günümüzden esintiler taşıyarak "Gökten şapır şupur herif yağacak" sözlerini içeren şarkılarla çok daha  asileşen bir sinema uyarlaması olan 7 Kocalı Hürmüz sezonun en çok konuşulan Türk yapımı denilebilir.
    Geleneksel Türk Tiyatrosu ile Batı Tiyatrosu'nun bir harmanını sunan Türkiye'nin ilk vodvil örneklerinden biri sayılan Yedi Kocalı Hürmüz birçok kez sinema uyarlanmasının yapılmasını, her dönemin Türk izleyicisine hitap etmesine borçlu aslında. Özellikle kadınlar, Hürmüz ne şekilde karşısına çıkarsa çıksın onu izleyici olarak sevdi, bağrına bastı ve onunla özdeşleşti. Yoğunlukla erkek-egemen bir toplum olan Türkiye'de, Hürmüz kadınlar için bir idol haline geldi, olmak isteyip de olamadıkları kadının bir temsilini oluşturdu.
    7 Kocalı Hürmüz toplumumuzda ilk Hürmüz'den günümüze dek yaşanan değişiklikleri göz önünde bulundurarak hayli başarılı bir yorumla perdede karşımıza çıkıyor. Ezel Akay yılların Hürmüz'ünü bize allıyor pulluyor, Nurgül Yeşilçay'ın çok yönlü oyunculuğunun kılıfında bir gümüş tepside sunuyor. Görsel olarak oldukça zengin ve yoğun olan filmde tahmin edeceğiniz gibi titiz bir kostüm-sanat çalışması hakim: Filmin genel çizgi film benzeri havasına uygun olarak rengarenk ve abartılı kostüm ve makyajlarıyla cıvıl cıvıl bir Yedi Kocalı Hürmüz'e hazırlıklı olmak gerek. Geleneksel Hürmüz'e alışkın ve gerçekçi bir Yedi Kocalı Hürmüz yapımı bekleyenler ise hayal kırıklığına uğrayabilirler; çünkü adeta Postmodern bir masal tadında olan 7 Kocalı Hürmüz alabildiğine olağandışı, fantastik ve gözüpek.
    Oyunun bütün yorumlamaları üzerinde, kadın temsilinin giderek değişmesi konusunda detaylı bir inceleme yapılabilir. Bu filmed ise Hürmüz, daha önce de bahsettiğimiz gibi, daha masum ifadeli seleflerine göre bir hayli hoppa, tecrübeli ve şuh bir kadın olarak portre ediliyor. Bunda çok bir yanlışlık olduğunu göremiyorum: Sonuçta başka nasıl bir kadın yedi tane kocayı birden idare etmeyi becerebilir ki? Önceki Hürmüz versiyonlarının o zamanın izleyicisinin nabzına göre şerbet vererek Hürmüz'ün tatlı fettanlığını çok sezdirmeyerek daha saf, şeffaf bir kılıfa sokarak vermesi çok normal karşılanmalı. Ezel Akay büyük ihtimalle günümüz izleyicisinin, özellikle kadın kesiminin, artık Hürmüz'ü olduğu gibi severek kabullenebileceğini düşünmüş olmalı.
    Ezel Akay'ın filminde açılış Hürmüz'ün altıncı kocasıyla evlenmesiyle açılarak Hürmüz'ün neden altı kocayı birden idare etmeye çalıştığının üstünden çok hızlı bir bilgilendirmeyle geçiliyor, dolayısıyla Hürmüz'ün aslında bir intikam kadını olduğunun üstünde çok durulmamış oluyor: Hürmüz bu filmde daha çok geçimini altı kocasından aldığı paralarla sağlamaya çalışan bir erkek avcısı; ancak film bu ayrıntı dışında oldukça kadın yanlısı. Film boyunca kadınların cinselliğinin oldukça ön planda olduğu da göze çarpıyordu; fakat bu kadınların kadınlıklarını rahatlıkla kendi aralarında sergileyerek bundan gocunmamalarından kaynaklandığı için, cinsel bir obje olarak var olmadıkları görülüyordu. 7 Kocalı Hürmüz boyunca Hürmüz erkekleri parmağında oynatıyor ve erkeklerin kadın korkusunun bir dışavurumu haline geliyor; sadece seyirci bunu diğer durumlar gibi olmaksızın, erkek gözüyle değil, kadın gözüyle görüyor. Ezel Akay'ın 7 Kocalı Hürmüz yorumu zorlasa, bir toplu kadın harekatı başlatacak bir film olabilir; çünkü filmde inanılmaz bir haremvari kadın dayanışması hakim.
     Özetle, Ezel Akay kanımca müzikleriyle, görselliğiyle, oyunculuklarıyla ve sanat yönetimiyle tam "seyirlik" bir vodvil yaratmayı başarmış. Kadehimi kadın rollerinin egemen olduğu nice müzikli, renkli, eğlenceli, kıpır kıpır, göbek atmalık filmlerin şerefine kaldırıyorum: Yaşasın tabulanmamış bir kadınlık anlayışı!

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

0 yorum: