Derin Kıvaner

Senin sekiz GÜLÜŞÜN var
Biri nedensiz, bir anda beliren
Ve yine nedensiz, yok olan
Biri nedenli, alaycı bir gülüştür
İnsafsızca benimle dalga geçmek için kıvrılır
Biri karşılıklıdır
Sırf ben gülümsedim diye vardır
Biri şirinliğim için oluşur
Kaynağı sevgidir
Başka biri de şapşallığım için ayrılmıştır
Biri kafan karıştığında belirir.
Ve bunu saklamaya çalışırken,
Biri de birşeyi anladığında
Birini de tepkimi ölçerken:
Bir soru sorarsın doğallıkla
Güya sezdirmeden...
Ne diyeceğimi merak ettiğini ele verir ustalıkla

Senin yedi ÖPÜŞÜN var
Biri çabucak olur biter
Anlamazsın bile
Formalitedir yalnızca
Biri ise doyumsuzdur
Ve sonsuzdur
Bitmemecesinedir; açgözlülüğe bürünmüştür.
Başka biri sevgi kusmaya yarar.
Hislerini sözlerden iyi anlatır.
Biri saldırgan ve kabadır
Biri ise kibar ve yumuşak
Hem kıyamıyormuşsun
Hem doyamıyormuşsun gibidir.
Biri oyuncudur
Oradan oraya zıplar, kaçar
Biri her noktayı araştırır bulur, meraklıdır
Uzun ve sessizdir
Ama her daim derindir.

Senin altı BAKIŞIN var
Biriyle beni derinlemesine incelersin
Ne düşündüğümü tartarsın
Ne hissettiğimi anlarsın
Sonunda anladığında ise başka birini kullanırsın
Röntgen cihazına girmiş gibi hissederim bense.
Birini saçmalıklarım için ayırırsın
Tuhaflığımı hissettirmeye yarar o bir yerde
Biri beni yücelttiğinde yerleşir gözlerine
Benimle gurur duyduğunu anlarım ben de
Belli etmesen de.
Ne diyeceğini bilemediğinde bir bakışın vardır.
Sonunda söylediğinde
Cevabımı beklerken ise başka biri vardır.

Senin beş DOKUNUŞUN var
Biri yalnız keyif için gezintiye çıkmıştır.
Diğerinin amacı ise keşfetmektir.
Biri cildimi özümser
Kendinin bir parçası haline getirir.
Başka biri yalnız kendi varlığını hissettirmek için oradadır.
Biri ise yaramazdır
Benimle oyuncak gibi oynar.
Mıncıklar yüzümü, burnumu...

Senin dört SARILIŞIN var
Biri benimser beni tümüyle
Sahiplenir.
Kendi içine alır beni neredeyse.
Biri korur beni herşeyden
Sakınır
Biri beni önemsemek için vardır
Bakar bana, ilgilenir annem gibi aynen.
Öbürü ise beni teselli eder.
Umut aşılar, içimi ferahlatır.

Senin üç OKŞAYIŞIN var
Biri usul usul gezinir, belli belirsiz
Biri sert adımlarıyla varlığını belli eder
Biri ise müzik yapar gibidir
İçini ayna gibi yansıtır seyircisine.

Senin iki HALİN var
Biri keyifli ve neşeli
Diğeri ise somurtkan ve karamsar.

Senin bir SESSİZ MUHABBETİN var
O da tatlı bir dedikodu gibidir
Bana senin hakkında bilmek istediğim her şeyi anlatır.

• 
• 
• 
• 
•